I want Yes or No, a clear answer.I know i can handle a "No" or a "rejection", i'd cut out every hope and i'd try to adjust myself to that situation, but if there's an uncertainty going on, that's what drives me totally MAD!!!
Last fm de son bir haftalık top tracklerimi yazıyorum sırayla
Adele-Chasing Pavements
Placebo-Holocaust
Placebo-Twenty Years
Placebo-You Don't Care About Us !
Faultline/Chris Martin-Where Is My Boy !
Placebo-This Picture
Placebo-The Bitter End
IAMX-Spit It Out !
Placebo-Black-Eyed
Blink 182-I Miss You !!! noluyoo
La Roux-Tigerlily
Babyshambles-Fuck Forever
Placebo-Taste In Men
Placebo-Slave To The Wage
The Boys Next Doors-Shivers
Tigerlily ve Fuck Forever ı depresyondan kurtulma girişimiyle mi dinledim hatırlamıyorum, ama çok işe yaramamış olacak ki diğer jiletle girişmeliklere göre daha az dinlemişim.Bir de neymiş, Placebo'yu dinlicek zaman varmış dinlemicek zaman varmış.Iamx'e fazla bulaşmama nedenlerimde var tabi, hem Chris'e hem de the one a uzak olma durumunu aynı anda kaldırabilir miyim, bilmiyorum çünkü.
29 Mayıs 2010 Cumartesi
26 Mayıs 2010 Çarşamba
Hello there, the angel from my nightmare
Last days of the 1st year.We decided that we're wasting our youth in this city, and that we'll try to take ÖSS again for İstanbul or keep our points up and switch to İstanbul Üni, hiring a home in Taksim and finally having some fun.I thought about this before too, but i couldn't find a proper excuse to tell dad etc.Now i found it;Lecturers hate me, and they won't let me graduate ;) I think this is serious enough.
And i want to point out something pretty funny, there are people who look different than the majority, but in their own groups, they all look the same, so it's not really different now, to dye your hair blonde and cut it short like a boy, and wearing that certain glasses.Do it because you want to do it or anything, but doing it to be different or to feel superior to those who don't do it, doesn't work in this case, you just look funny.We found a name for this group;Novelcan, it is derived from Nouvelle Vague, a band which all this kind of people feel like they have to like it and to tell the truth, it sucks.
And i want to point out something pretty funny, there are people who look different than the majority, but in their own groups, they all look the same, so it's not really different now, to dye your hair blonde and cut it short like a boy, and wearing that certain glasses.Do it because you want to do it or anything, but doing it to be different or to feel superior to those who don't do it, doesn't work in this case, you just look funny.We found a name for this group;Novelcan, it is derived from Nouvelle Vague, a band which all this kind of people feel like they have to like it and to tell the truth, it sucks.
24 Mayıs 2010 Pazartesi
23 Mayıs 2010 Pazar
This Picture
Senenin başından beri yaptıklarımı düşündüğümde sadece İstanbul'a gittiğimde düşünmeye değer şeyler yaşadığımı farkettim.Cidden bu yıla kadar ailemle 1-2 kere gittiğimde anlamamıştım büyüsünü, asıl güzelliğini..Chris'i gördüm bi kere ben orda ya, bu az bişe değil, hatta ölmeden önce yapmak istediklerim diye bir liste çıkarsam ilk 5e kesinlikle girerdi.
Nisanda gittiğimizde kalabalıktık ve kalcak yerimizde vardı, bu sefer Gizem'le ne götümüze güvendik anlamıyorum ama sadece 2 kişi gittik ve kalcak yerde yoktu.Cuma öğlen bineriz, akşam ordayız, Robots'a girip 2 gibi ordan çıkarız sonra sabah ilk otobüs saatine kadar da(8 idi) Machine, WTF, Peyote üçlüsünde döneriz diye düşündük.
Taksim'e gelir gelmez hemen Burger'a girip üstümüzü değiştirdik, sonra Damla ve Anıl geldi, Ghetto'ya girene kadar onlarla görüştük.Ghetto'ya girmeden önce mekanda bir sürü lezbiyen olur diye düşünüyorduk, IAMX'te bile o kadar varsa Robots'ta tek straigth biz oluruz diye düşündük :P Erken gitmişiz biraz, bizde mekana bir göz atalım dedik, 3-4 katlıydı sanırım ve ben çok beğendim, tavanda çok güzel resimler vardı, incelemeye pek vaktim olmadı.Terasa çıkıp 1-2 fag yaktım.Aşağı indikten biraz sonra alt grup çıktı:Bon Mod, beğendik, hoştu, ben male figure'ün ayakkabılarına bittim, hatta bir de resmini çektik.Terasta Gizem'leyken aslında Sue ve Dee'ye ne kadar gıcık olduğumuzdan bahsettik, ikisininde dünyada en çok sevdiğim 2 adamı (Noel Fielding ve Chris Corner) kafalamış olmalarının getirdiği kıskançlık gıcık olmamın tek nedeni değil tabi, hakettiklerinden fazla şanslı olduklarını düşünüyorum Sue&Dee yerine herangi başka bir (belki daha iyi)ingiliz kız olabilirdi, şarkıları söylemek yerine çoğu zaman şarkılarda konuşuyorlar, Dee çığlık atıyor, Sue konuşuyor, genelde şarkılar bu şekilde oluşmuş.Yine de dinlemekten zevk aldığım şarkılar ama, Chris sağolsun sadece onların ses değil tabi şarkı arkada gayet catchy olan müzikte var, son single ları wake up için aynı şeyi söyleyemicem ama nedeni de belli aslında..Neyse artık Robotların zamanı geldi, çıktılar sahneye Gizem'le en öndeyiz.Cidden çok komik bi konserdi, gülmediğimiz hiçbir anı hatırlamıyorum nerdeyse.Tam önümüzde olan Dee'nin ne pis bi karı olduğunu görmüş olduk ve Noel'a hayret ettik, yaptıklarından bahsetmek gerekirse, konser sırasında ayakkabılarını çıkardı, olur dedik yorulmuştur, yetmedi çoraplarını da çıkardı, onu yapmasaydı bence, cidden çirkin ayakları var, yarısı çıkmış siyah ojeler vs., bizde konser sırasında başka işimiz yokmuş gibi önümüzde olan Dee'yi incelediğimiz için çorapları çıkarınca bacağındaki kılları farkedip, bunun hakkında konuştuk biraz, sonra da bıyıkları hakkında derken artık Dee'ye iyice uyuz olmuşken keşke bizim tarafımıza gayet sevimli, insansı ve Dee'den bin kat daha güzel olan Sue düşseydi diye düşündük.Sue'ya gıcık olmak için daha çok nedenim varken ve öncesinde öyleyken "gerçek hayatta" Sue'yu daha çok sevdim, gerçekten çok güzel bi kadın, bileğindeki "corner" dövmesine bakıp iç geçirmedim değil hani, ama olmuş bitmiş o olay.
En zevkli şarkı Arguments ti bence, en sonda onu çaldılar zaten sahneye 15 kişiyi toplayıp, Dee ile eğildiği sırada böyle karşılıklı "ı'm hating you lately" dedik, cuk oturdu, zaten facebookta da gıcık etmişti beni.Sapık Ahmet abi, Adam Mike, vs daha bahsedilcek değişik insanlar var aslında ama Robots paragrafına yeter bu kadar diye düşünüyorum.
Ghetto'dan çıkıp sabah 7ye kadar vakit öldürme zamanı geldiğinde ben aslında biraz yorulmuştum, pek dans edesimde yoktu, 2 saattir zıp zıp moddaydım zaten.
Bir şekilde oyalandık sabah 7ye kadar, çok güzel oyalandık bence, hatta şunu farkettik biz İstanbul'a farkında olmadan Robots'u görmeye değil, Ghetto'dan çıkınca sabah 7ye kadar oyalanmaya gelmişiz.Sabah yolda hiçbir şekilde bi devamı olmıcak şeyleri düşündüğümde kendime söylediğim tek şey; at least now i know that someone as similar, perfect as i pictured, formed in my mind do exist.
that's the end and that's the start of it
that's the whole and that's the part of it
that's the high and that's the heart of it
that's the long and that's the short of it
that's the best and that's the test in it
that's the doubt the doubt, the trust in it
that's the sight and that's the sound of it
that's the gift and that's the trick in it
Nisanda gittiğimizde kalabalıktık ve kalcak yerimizde vardı, bu sefer Gizem'le ne götümüze güvendik anlamıyorum ama sadece 2 kişi gittik ve kalcak yerde yoktu.Cuma öğlen bineriz, akşam ordayız, Robots'a girip 2 gibi ordan çıkarız sonra sabah ilk otobüs saatine kadar da(8 idi) Machine, WTF, Peyote üçlüsünde döneriz diye düşündük.
Taksim'e gelir gelmez hemen Burger'a girip üstümüzü değiştirdik, sonra Damla ve Anıl geldi, Ghetto'ya girene kadar onlarla görüştük.Ghetto'ya girmeden önce mekanda bir sürü lezbiyen olur diye düşünüyorduk, IAMX'te bile o kadar varsa Robots'ta tek straigth biz oluruz diye düşündük :P Erken gitmişiz biraz, bizde mekana bir göz atalım dedik, 3-4 katlıydı sanırım ve ben çok beğendim, tavanda çok güzel resimler vardı, incelemeye pek vaktim olmadı.Terasa çıkıp 1-2 fag yaktım.Aşağı indikten biraz sonra alt grup çıktı:Bon Mod, beğendik, hoştu, ben male figure'ün ayakkabılarına bittim, hatta bir de resmini çektik.Terasta Gizem'leyken aslında Sue ve Dee'ye ne kadar gıcık olduğumuzdan bahsettik, ikisininde dünyada en çok sevdiğim 2 adamı (Noel Fielding ve Chris Corner) kafalamış olmalarının getirdiği kıskançlık gıcık olmamın tek nedeni değil tabi, hakettiklerinden fazla şanslı olduklarını düşünüyorum Sue&Dee yerine herangi başka bir (belki daha iyi)ingiliz kız olabilirdi, şarkıları söylemek yerine çoğu zaman şarkılarda konuşuyorlar, Dee çığlık atıyor, Sue konuşuyor, genelde şarkılar bu şekilde oluşmuş.Yine de dinlemekten zevk aldığım şarkılar ama, Chris sağolsun sadece onların ses değil tabi şarkı arkada gayet catchy olan müzikte var, son single ları wake up için aynı şeyi söyleyemicem ama nedeni de belli aslında..Neyse artık Robotların zamanı geldi, çıktılar sahneye Gizem'le en öndeyiz.Cidden çok komik bi konserdi, gülmediğimiz hiçbir anı hatırlamıyorum nerdeyse.Tam önümüzde olan Dee'nin ne pis bi karı olduğunu görmüş olduk ve Noel'a hayret ettik, yaptıklarından bahsetmek gerekirse, konser sırasında ayakkabılarını çıkardı, olur dedik yorulmuştur, yetmedi çoraplarını da çıkardı, onu yapmasaydı bence, cidden çirkin ayakları var, yarısı çıkmış siyah ojeler vs., bizde konser sırasında başka işimiz yokmuş gibi önümüzde olan Dee'yi incelediğimiz için çorapları çıkarınca bacağındaki kılları farkedip, bunun hakkında konuştuk biraz, sonra da bıyıkları hakkında derken artık Dee'ye iyice uyuz olmuşken keşke bizim tarafımıza gayet sevimli, insansı ve Dee'den bin kat daha güzel olan Sue düşseydi diye düşündük.Sue'ya gıcık olmak için daha çok nedenim varken ve öncesinde öyleyken "gerçek hayatta" Sue'yu daha çok sevdim, gerçekten çok güzel bi kadın, bileğindeki "corner" dövmesine bakıp iç geçirmedim değil hani, ama olmuş bitmiş o olay.
En zevkli şarkı Arguments ti bence, en sonda onu çaldılar zaten sahneye 15 kişiyi toplayıp, Dee ile eğildiği sırada böyle karşılıklı "ı'm hating you lately" dedik, cuk oturdu, zaten facebookta da gıcık etmişti beni.Sapık Ahmet abi, Adam Mike, vs daha bahsedilcek değişik insanlar var aslında ama Robots paragrafına yeter bu kadar diye düşünüyorum.
Ghetto'dan çıkıp sabah 7ye kadar vakit öldürme zamanı geldiğinde ben aslında biraz yorulmuştum, pek dans edesimde yoktu, 2 saattir zıp zıp moddaydım zaten.
Bir şekilde oyalandık sabah 7ye kadar, çok güzel oyalandık bence, hatta şunu farkettik biz İstanbul'a farkında olmadan Robots'u görmeye değil, Ghetto'dan çıkınca sabah 7ye kadar oyalanmaya gelmişiz.Sabah yolda hiçbir şekilde bi devamı olmıcak şeyleri düşündüğümde kendime söylediğim tek şey; at least now i know that someone as similar, perfect as i pictured, formed in my mind do exist.
that's the end and that's the start of it
that's the whole and that's the part of it
that's the high and that's the heart of it
that's the long and that's the short of it
that's the best and that's the test in it
that's the doubt the doubt, the trust in it
that's the sight and that's the sound of it
that's the gift and that's the trick in it
15 Mayıs 2010 Cumartesi
fakfakitofikit
hi,
fuck it up fuck it up fuck fuck fuck fuck fuck, aaaaaaaaaaaaaaallll the way in fakidap fukitap fak fikito.
vomit
and i was born,
i keep fuckin it up and vomiting.
fuck it up fuck it up fuck fuck fuck fuck fuck, aaaaaaaaaaaaaaallll the way in fakidap fukitap fak fikito.
vomit
and i was born,
i keep fuckin it up and vomiting.
1 Mayıs 2010 Cumartesi
Kisli
15 gündür birşey yazmadım, hayatım hakkındaki yoğun ilgi nedeniyle ! bu 15 gün içinde neler yaşadığımı sınava çalışmaktan bir kaçış yolu olarak yazmak istedim.
İstanbul'a kuzenimin düğününe gitmeden önce 2 günlüğüne İzmir'e gittim.Ankara'da uzun süre kalıp İzmir'e gitmek garip birşey, otobüsler, caddeler, insanlar hepsi daha bi güzel, daha bi sevilesi, hava da harikaydı şansıma.
2 günümü de annemle geçirdim, kimseyle buluşma fırsatım olmadı.Eve gitmiş gibi hissetmedim ama, Ankara'ya gelince de eve gelmiş gibi hissetmiyorum, evsiz evsiz geziyorum.Ne Ankara'ya ne de İzmir'e ait olduğumu düşünüyorum, bunu da daha üstün bir yere ait olduğumu vurgulamak için söylemedim, belki de hepimizin tahmin edebileceği bi memleketteki bir köye aitim, bakıcaz, geze geze bulunca farkederim diye umuyorum.
Annem evin içinde bana çok karışan ya da çok rahatsızlık veren biri olmamasına rağmen yine de uzun süre aynı evde yaşayamayacağımızı farkettim, ve üzüldüm, kendi adıma değil de onun adına, o yüzden yazın 3 ay İzmir'de ne yapıcam bilmiyorum, büyük ihtimalle bir yerde çalışıcam, ama yazlık ortamları çok sevmediğim için bunun bi otelde vs. olcağını sanmıyorum, Alsancak ya da Bornova dışında başka bir yerde de çalışmak istemiyorum ve mümkünse gece çalışmak istiyorum, bakalım...
İzmir'den İstanbul'a geçtim, çok sevdiğim bazı insanlarla rahatsız ortamlarda bulundum.Bütün ailem (baba tarafı) ordaydı.Sinir olduğum kişiler olduğunu söylemem lazım, bazı kişiler aracılığıyla da nasıl sahte bi hayat sürerek mutlu gibi davranılabileceğini gördüm, ilerde bigün bütün düşüncelerimin, kriterlerimin ve seçimlerimin beni hiçbir yere götürmedğine kanaat getirirsem, önümde çok güzel rol modelleri var.
Ben geldikten birgün sonra babamlar da geldi, bütün yıl durup durupta gelebilceği en uygunsuz zamanda gelmeyi tercih ettiği için kendisini tebrik ediyorum.Profestival'in olduğu ve bir sonraki hafta 4 tane vizemin olduğu hafta.Dersten çıkıp akşama kadar ders çalışıp akşam da feste gitmeyi planlerken ikisinin arasına bir de babamı görmeye gitme girdi.Plandan Profestival'i atmaktansa ders çalışmayı atmak daha çok işime geldi, ve bütün hafta boyunca 1-2 saat dışında hiç çalışmadım.
Pre-Profestival dönemim de bu şekilde geçmiş oldu.
İstanbul'a kuzenimin düğününe gitmeden önce 2 günlüğüne İzmir'e gittim.Ankara'da uzun süre kalıp İzmir'e gitmek garip birşey, otobüsler, caddeler, insanlar hepsi daha bi güzel, daha bi sevilesi, hava da harikaydı şansıma.
2 günümü de annemle geçirdim, kimseyle buluşma fırsatım olmadı.Eve gitmiş gibi hissetmedim ama, Ankara'ya gelince de eve gelmiş gibi hissetmiyorum, evsiz evsiz geziyorum.Ne Ankara'ya ne de İzmir'e ait olduğumu düşünüyorum, bunu da daha üstün bir yere ait olduğumu vurgulamak için söylemedim, belki de hepimizin tahmin edebileceği bi memleketteki bir köye aitim, bakıcaz, geze geze bulunca farkederim diye umuyorum.
Annem evin içinde bana çok karışan ya da çok rahatsızlık veren biri olmamasına rağmen yine de uzun süre aynı evde yaşayamayacağımızı farkettim, ve üzüldüm, kendi adıma değil de onun adına, o yüzden yazın 3 ay İzmir'de ne yapıcam bilmiyorum, büyük ihtimalle bir yerde çalışıcam, ama yazlık ortamları çok sevmediğim için bunun bi otelde vs. olcağını sanmıyorum, Alsancak ya da Bornova dışında başka bir yerde de çalışmak istemiyorum ve mümkünse gece çalışmak istiyorum, bakalım...
İzmir'den İstanbul'a geçtim, çok sevdiğim bazı insanlarla rahatsız ortamlarda bulundum.Bütün ailem (baba tarafı) ordaydı.Sinir olduğum kişiler olduğunu söylemem lazım, bazı kişiler aracılığıyla da nasıl sahte bi hayat sürerek mutlu gibi davranılabileceğini gördüm, ilerde bigün bütün düşüncelerimin, kriterlerimin ve seçimlerimin beni hiçbir yere götürmedğine kanaat getirirsem, önümde çok güzel rol modelleri var.
Ben geldikten birgün sonra babamlar da geldi, bütün yıl durup durupta gelebilceği en uygunsuz zamanda gelmeyi tercih ettiği için kendisini tebrik ediyorum.Profestival'in olduğu ve bir sonraki hafta 4 tane vizemin olduğu hafta.Dersten çıkıp akşama kadar ders çalışıp akşam da feste gitmeyi planlerken ikisinin arasına bir de babamı görmeye gitme girdi.Plandan Profestival'i atmaktansa ders çalışmayı atmak daha çok işime geldi, ve bütün hafta boyunca 1-2 saat dışında hiç çalışmadım.
Pre-Profestival dönemim de bu şekilde geçmiş oldu.
15 Nisan 2010 Perşembe
ifle skcus
Came to my room from class, had all day free.I've done most of the things that is possible to stuff your spare time with; watched a film, read a book, listened to music, checked my mails, facebook, talked to a couple of friends on Msn and its 21.00 now.ı'll be feeling like sleeping only 4 hours later and i ask now, what to do during these 4 hours?Shall i start back again from watching a film, and continuing to read a book and so on?It wouldn't possibly be a brand-new thing for me to stay still and "think" about things for a while.
I'm not to go out, too.As i'm in my room because i got bored of all the things happening out in my city, nothing new again or nothing to make you feel like doing it over and over again.Going to a mall?Why?I already know the collections, half out of curiosity, half of obligation, you're obliged to visit malls in Ankara, if you want to take part in social events, or you're obliged to go to cafes which all feel the same.
I'm going out (of campus) to those places with the friends i almost see everyday, its not really doing something new, going to same places with same people.The thing is, i wouldn't want to go to those places with other people (maybe with people i haven't met yet but would like to go with if ever get to know them) whom i know, so there's trouble within trouble, destroy one, another one comes to the surface.It can't go on like this, we weren't born to check our mails or to get bored or to arrange our expenses.Or, seeing people having fun doing the things i usually do, or sometimes having fun even not doing things that are considered to be done to have fun , i may come to the conclusion that i'm not cut out to have fun.Though this explains everything, it doesn't suggest anything to change the situation, is there a way to change it?I'll get back to you once i find out.
thanks to this post, i saved 25 minutes, maybe i should write 7 posts more to save the night.
I'm not to go out, too.As i'm in my room because i got bored of all the things happening out in my city, nothing new again or nothing to make you feel like doing it over and over again.Going to a mall?Why?I already know the collections, half out of curiosity, half of obligation, you're obliged to visit malls in Ankara, if you want to take part in social events, or you're obliged to go to cafes which all feel the same.
I'm going out (of campus) to those places with the friends i almost see everyday, its not really doing something new, going to same places with same people.The thing is, i wouldn't want to go to those places with other people (maybe with people i haven't met yet but would like to go with if ever get to know them) whom i know, so there's trouble within trouble, destroy one, another one comes to the surface.It can't go on like this, we weren't born to check our mails or to get bored or to arrange our expenses.Or, seeing people having fun doing the things i usually do, or sometimes having fun even not doing things that are considered to be done to have fun , i may come to the conclusion that i'm not cut out to have fun.Though this explains everything, it doesn't suggest anything to change the situation, is there a way to change it?I'll get back to you once i find out.
thanks to this post, i saved 25 minutes, maybe i should write 7 posts more to save the night.
13 Nisan 2010 Salı
Indeed
Now I'm going to talk about something "sick", it's something i do and i think you'd have to have mental problems to do such a thing.I'm not ashamed of talking about it, because everyone on this earth who knows me, (except for my relatives living in England, which is ironic because you'd expect me to tell them first but nah, i tell you i'm problematic about it, i couldn't talk to them knowing that they fear that i'd expect to be invited etc. althoguh i assure you i'm probably the only people they've met who'd not try to exploit them) also knows about what kind of an anglophilic bitch i am, so it's not something new, just an extra explanation about how sick i am about it.
I couldn't accept for a while that i was in this department and i felt i was not loyal to my major interest, England.It's sick to think it so, when there are English students doing American Studies in England but they've already studied History in college and they've lived in England since they were born, so what they learn is an extra knowledge to them.
When i realized that i was actually liking the department, i found another defense for myself.I've been studying about England as much as i study about America and this way, i maintained a balance and didn't let the first to overcome my knowledge about the latter.For example, we studied the Constitution in America in class and the first thing i did after studying this was to go and make a research on the Constitutional System in England.If i know about the Senate or the House, i thought, i should also know about the House of Lords or of Commons and how it works etc.
This is a nice thing, of course, to learn more but it tears me into a hundred pieces and sometimes prevents me from studying more for my other classes or from reading our materials for the class.It'd be easy if i was just interested in it, but i'm also interested in other things; music, films etc..
And another thing, i guess i wouldn't be this sick about it if i was in another department, because now we studied Odyssey and i don't feel like i should also study Beowulf myself.There is something about America that i hate and find insincere.
More or less, i know what they're all about, how blood/money-suckers they are, but this doesn't show me how bad Americans are, it shows me how bad we, people, are.Because given the oppurtunity and that power, almost every nation and most of the people would do the same things.So, most of them are the symbol of the evil side of human being for me.
I couldn't accept for a while that i was in this department and i felt i was not loyal to my major interest, England.It's sick to think it so, when there are English students doing American Studies in England but they've already studied History in college and they've lived in England since they were born, so what they learn is an extra knowledge to them.
When i realized that i was actually liking the department, i found another defense for myself.I've been studying about England as much as i study about America and this way, i maintained a balance and didn't let the first to overcome my knowledge about the latter.For example, we studied the Constitution in America in class and the first thing i did after studying this was to go and make a research on the Constitutional System in England.If i know about the Senate or the House, i thought, i should also know about the House of Lords or of Commons and how it works etc.
This is a nice thing, of course, to learn more but it tears me into a hundred pieces and sometimes prevents me from studying more for my other classes or from reading our materials for the class.It'd be easy if i was just interested in it, but i'm also interested in other things; music, films etc..
And another thing, i guess i wouldn't be this sick about it if i was in another department, because now we studied Odyssey and i don't feel like i should also study Beowulf myself.There is something about America that i hate and find insincere.
More or less, i know what they're all about, how blood/money-suckers they are, but this doesn't show me how bad Americans are, it shows me how bad we, people, are.Because given the oppurtunity and that power, almost every nation and most of the people would do the same things.So, most of them are the symbol of the evil side of human being for me.
9 Nisan 2010 Cuma
7 Nisan 2010 Çarşamba
Secret Harmonic Emotion
I thought we were having fun and i thought i was happy and satisfied with the things we'd done till 'then'.It was so persuasive that i stopped checking the time to see how many hours was left to see Iamx.
We didn't drink that day so my friends wanted to have beer before we got in, but i couldn't wait, of course.I entered the bar alone and handed in all of my belongings to the cloackroom, even my cellphone.I didn't want to be responsible of anything because i knew i was gonna lose control and that i would be an easy target to exploit.
It wasn't that crowded when i got in but some people were already there to keep their places along the first line, just in front of the stage.I felt stupid and thought, "i should've been there earlier" and secured myself a nice place too.
I wasn't excited or happy before Chris came to the stage, i was just nervous, sulking, i don't know why, probably i was afraid of the state of my psychology after the gig, because i am influenced by certain things easily and that "thing" to influence me that night was very a powerful one.One of my friends, Açe, came too..But we didn't talk much, although there were lots to tell about what happened till then, i just didn't find those things to be things to talk about.And with the worst audience you can think of, we waited for an hour.I didn't like the people around us, they were all relaxed, laughing, arguing, hitting each other and they were rudee, fucking rude and fake..One of them, a girl behind me told us indirectly, out of nothing, that she didn't know us and she would put up a fight.But i acted like i didn't hear what she said.
Then Chris appeared on the stage, giving me an uplifting emotion, isolating me from the crowd.I just stared at him for a while, watching his godlike moves then i started to sing along.Those lyrics and music that touch something in me while i was listening to them in different, irrelevant places were played live in front of me and i found it hard to believe for a while. I can tell that everyone enjoyed it,enjoyed seeing Chris and enjoyed singing along but i need to express that i guess i "felt" more and that's what's important.It was great to scream out those lyrics which generate the background of some events of my life and those lyrics which share the same philosophy towards life as i do and it was great to hear the tunes live i loved, sometimes the agressive beat of a drum either that is there to make you reliaze the situations that are expressed in the lyrics and wake you up or to help you be hypnotized in the song and the keyboard which also has a taking away effect.And of course the unique and sincere voice of Chris which is ,in some songs, accompanied by Janine's back vocals.I loved it when she voiced again the uncaring but realistic kind of human in her lines in "You Can Be Happy".There is something i need to say about "the running", i love that song and like every song of IAMX, i associate it with some event, someone in my life.Although i loved hearing it too, i need to say i felt like it was not for public listening, with softened effect of music but with more intimate voice of Chris' ,it seemed to me it was created for one to one moments, maybe i felt so because i knew what most of the audience was all about, maybe i would feel different with a much different (better) audience, i don't know really.I didn't like it when i heard a guy asking his friend "when hes gonna play that song with dog(bring me back a dog, i assumed)" while Chris was singing "The Running.
When he first appeared on the stage, i was shy to touch him, thought maybe he wouldn't like that much of touching, because others were touching him too.I thought maybe that would make him feel like an object which is desired just for sexual desires, not for the respect.But soon i realized how wrong i was, he was holding out his hands to us and patting people's heads, to feel more, to stregthen the connection inbetween.Then i kept touching him whenever i could, holding his hands, touching his sweaty chest and face and it felt great.I was crazy when he did stage-diving, he seemed out of control, just feeling.
He threw out 4 drumsticks, i took one of them from his mouth, i don't want to say he gave it to me, because i think he did it at random but he bent down in front of me, and i took the drumstick, other girls tried to take it from me, although Açe, Cansu and i were holding it, it was rather embarassing, we tried to hold it tight but i had to make a choise between seeing Chris more and trying to keep other girls' hands off of the drumstick, when my friend assured me that i could leave it and that she'd try to keep it, i left the stick to her control, but later she told me that one of the girls had hard gloves and she did hit her hand with her gloves and took it.This is "stealing" and not something which was done for the first time at an IAMX İstanbul gig, the other time, when Chris dived into the crowd, someone stole his hat.., it doesn't show her love, respect for Chris, i don't think he'd find it nice, the other 3 sticks were taken by the people around me and i didn't touch them, and it was not because i didn't want them, believe me.
Then he left the stage, leaving me unsatisfied, but i wouldn't be satisfied anyway if he played 10 more songs because, you know, human nature, you always want more!
The reason why i always centered my thoughts, eyesight around Chris is that he creates this music and wrties those lyrics, but i have respect for the other members of the live band because they were nice too.
Much more happened after the gig, i wanted to wait for Chris, to take a picture maybe or to see him a couple of seconds more.Gizem didn't want to wait, because the nightlife in İstanbul was still going on, so we stayed there with Cansu.It probably would be harder to wait alone with people seeing us as "the freaks".They seemed like they didn't understand why we were waiting for Chris, the security guard, while we were waiting in front of the backstage, felt that he had to make an explanation, saying that he worked at Metallica concert, and he could understand that, but this?..He told me" i'm not ignorant or anything but i don't know this band, are they known much?"I can't judge him of course, i don't even know him but i didn't like it,When, after he made those statements, he was leaving (yes, we left even after the security guard) he came to me and shoved his signed IAMX cd in my face and said,"i'll probably cast it away when i get home", and i excitedly said "then you could give it to me maybe, he laughed, said no and left.I guess he had mental problems, this is called "tantalizing".
The Turkish Manager (we were told so) also asked me why we were waiting for, when i replied back, "for Chris", he told me that Chris made it clear that he didn't want to see anybody and that but i if liked i could talk to Alberto, who was trying to get rid of a horny, stupid girl in front of the bar.I'll talk about this emberassing girl later on.
So, the only people who didn't find it surprising that we were waiting for Chris were Alberto, and the Manager; Reza.
I met Reza in front of the backstage, The security guard didn't let someone in and Reza said, "i know him", the guard let him in and Reza took his way to go after him and i unconsciously told him that he knew me too.I felt stupid when he came back and asked, " do i know you" i said something like you'll get to, if you let me introduce myself and he seemed interested and friendly, asked my name etc.At that moment, while i was explaining him what my name meant, that freak girl who wanted just to have sex with Alberto, came and interrupt us rudely, shouting at Reza, "Where is Alberto, Where, Where etc Reza was surprised by her rude behaviours and me and my friends were embarassed, after all, we all live in the same country and those kind of people spoil our reputation with their stupid flaws.(Now you get i guess, why i said at the beginning that the audience was fake and bad, you should've seen this girl,she sang along the songs, but how much can this girl put a value on those songs while she herself is someone that is shown as inappropriate in those lyrics, lack of emotion, respect and someone who "can't even talk the talk and can't communicate" in a nice way, another thing, i have a little bit of opinion concerning her level in English, because actually you don't say "sex me Alberto, you'd probably say i want to have sex with you Alberto, right?i couldn't also understand how someone who can't recognize that the word "sex" is not actually a verb but a noun could understand IAMX lyrics, anyway.)..back to the story, i saw Alberto then and unconciously again, throw her towards him, i would like to apologize now for doing such a thing, i may have saved Reza but i made Alberto now the victim of her.Interestingly, he was nice to her and somehow got rid of her, following Reza to the backstage.Then we were thrown out with her, probably for what SHE did.
It was like 3 am then and there was no other fans except us, which was pretty nice.I saw Alberto and the Turkish Manager sitting on a bank in front of the bar, Alberto was telling him how he was annoyed by that stupid girl who came to the gig with her boyfriend but telling Alberto to "sex her".We sat next to them, i asked the Turkish guy in Turkish if we could too get involved in the conversation.He said Ok but avoided looking at us though he deridingly said "why would i (in a sense to say, who are you to)when i asked him why he was avoiding.I felt that i had to make it clear that i wouldn't ask him to do anything, like "can you tell Chris that we're waiting for hours and we want to meet him etc".
I'm a little bit problematic in asking people to do me a favour if they're not close friends, i never want to be at someone else's mercy to achieve something so i didn't want to ask Reza (though he was very friendly and seemed someone who would at least try to do what we wanted) or the Turkish guy to do us a favour and tell Chris that it was just the two of us who were waiting for him etc.But i need to say that i would try to do something, if i was him, i would maybe just ask Chris to say hi to us or to wave hands cuz he knew that we came to İstanbul from Ankara just to see the gig (Me, actually)
And after 2 hours, that moment came when Chris stepped out of the bar to go to the car, seeming happy, I shout out!, "Chris!" but my voice was so feeble and weak that only me and my friend could hear it though there wasn't much distance between us and him.
Like a stalker, we went after them, street by street till we reached the car.The Turkish guy saw us coming from behind and acted like he didn't realise, maybe this was the only good thing he did to us.
In a deserted street, the car was waiting, other members started to put the equipments and the other stuff in the baggage.I was shy at calling his name again because i thought i was pushing the limits, everybody told us he didn't want to see anyone etc. so, knowing that, calling his name again seemed like something rude.But i couldn't help and called out his name, he looked back and said," how you doing", little shocked, little excited i asked if i could hug him, he said, "of course", and left his bag and we hugged and i kissed him on the cheeks.I can say that that was the best moment of my life, best of all, it was not like a fan-singer thing, he was my friend of course but then i felt like he also saw me as his friend and Cansu said the same thing too after hugging him.He asked if we liked the show and thanked us for coming.Though i wanted to say a lot and i thought i would have endless conversations on various topics with Chris, all i could managed to say was" it was great".He said his byes and got in the car, and then this girl selling Iamx Boutique Products at the concert closed the curtain, everyone except Chris himself showed an unbelievable effort to keep him away from us, as if we were maneaters.But i don't blame them, too if that's their responsibility to keep him safe.
We went to the other side of the car where Chris was sitting and waited there for a couple of minutes and when it was obvious that they were leaving we made the last move and tapped on his window, waving hands, he waved back, smiling.
After their leaving, out of happiness, we hugged each other and i , as you can imagine, started to cry.All of the emotions that built up inside me that night broke out with a crying, out of happiness.
After seeing our tickets that were thought to be signed and the digital camera that was thought to contain a photo with Chris, we decided that they couldn't have the same importance as a hug, because it felt real and there was nothing more important other than a friendly, emotional connection.
We went back to meet our friends and clubbed etc. but if i was alone, i'd like to go straight back to the hostel and think about it, living nothing on it till i slept.
I must say, for myself, that there is a huge difference between the happiness i had a night before the gig and after the gig, i thought i was happy to be in another place with another people, doing things that we didn't have much chance to do back in Ankara and so on.Those were fun things to do, i can't deny it and i can't promise that i'll never do them again but there is a difference between happiness out of a little bit of fun and happiness out of an emotional, real connection, doing or feeling, thats my point.
I was planning not to write the meeting part, because i thought sharing those moments in a blog where everyone can reach just by googling would reduce something in it.You may think i'm exxegareting, but thats how important it is for me.Then it just went with the flow while i was writing.
03.04.10 Babylon-Iamx
and see how my dream came true with even better conditions; 14.10.09
http://sourang.blogspot.com/2009/10/with-best-of-intentionsyou-tried-to.html
Bye.
We didn't drink that day so my friends wanted to have beer before we got in, but i couldn't wait, of course.I entered the bar alone and handed in all of my belongings to the cloackroom, even my cellphone.I didn't want to be responsible of anything because i knew i was gonna lose control and that i would be an easy target to exploit.
It wasn't that crowded when i got in but some people were already there to keep their places along the first line, just in front of the stage.I felt stupid and thought, "i should've been there earlier" and secured myself a nice place too.
I wasn't excited or happy before Chris came to the stage, i was just nervous, sulking, i don't know why, probably i was afraid of the state of my psychology after the gig, because i am influenced by certain things easily and that "thing" to influence me that night was very a powerful one.One of my friends, Açe, came too..But we didn't talk much, although there were lots to tell about what happened till then, i just didn't find those things to be things to talk about.And with the worst audience you can think of, we waited for an hour.I didn't like the people around us, they were all relaxed, laughing, arguing, hitting each other and they were rudee, fucking rude and fake..One of them, a girl behind me told us indirectly, out of nothing, that she didn't know us and she would put up a fight.But i acted like i didn't hear what she said.
Then Chris appeared on the stage, giving me an uplifting emotion, isolating me from the crowd.I just stared at him for a while, watching his godlike moves then i started to sing along.Those lyrics and music that touch something in me while i was listening to them in different, irrelevant places were played live in front of me and i found it hard to believe for a while. I can tell that everyone enjoyed it,enjoyed seeing Chris and enjoyed singing along but i need to express that i guess i "felt" more and that's what's important.It was great to scream out those lyrics which generate the background of some events of my life and those lyrics which share the same philosophy towards life as i do and it was great to hear the tunes live i loved, sometimes the agressive beat of a drum either that is there to make you reliaze the situations that are expressed in the lyrics and wake you up or to help you be hypnotized in the song and the keyboard which also has a taking away effect.And of course the unique and sincere voice of Chris which is ,in some songs, accompanied by Janine's back vocals.I loved it when she voiced again the uncaring but realistic kind of human in her lines in "You Can Be Happy".There is something i need to say about "the running", i love that song and like every song of IAMX, i associate it with some event, someone in my life.Although i loved hearing it too, i need to say i felt like it was not for public listening, with softened effect of music but with more intimate voice of Chris' ,it seemed to me it was created for one to one moments, maybe i felt so because i knew what most of the audience was all about, maybe i would feel different with a much different (better) audience, i don't know really.I didn't like it when i heard a guy asking his friend "when hes gonna play that song with dog(bring me back a dog, i assumed)" while Chris was singing "The Running.
When he first appeared on the stage, i was shy to touch him, thought maybe he wouldn't like that much of touching, because others were touching him too.I thought maybe that would make him feel like an object which is desired just for sexual desires, not for the respect.But soon i realized how wrong i was, he was holding out his hands to us and patting people's heads, to feel more, to stregthen the connection inbetween.Then i kept touching him whenever i could, holding his hands, touching his sweaty chest and face and it felt great.I was crazy when he did stage-diving, he seemed out of control, just feeling.
He threw out 4 drumsticks, i took one of them from his mouth, i don't want to say he gave it to me, because i think he did it at random but he bent down in front of me, and i took the drumstick, other girls tried to take it from me, although Açe, Cansu and i were holding it, it was rather embarassing, we tried to hold it tight but i had to make a choise between seeing Chris more and trying to keep other girls' hands off of the drumstick, when my friend assured me that i could leave it and that she'd try to keep it, i left the stick to her control, but later she told me that one of the girls had hard gloves and she did hit her hand with her gloves and took it.This is "stealing" and not something which was done for the first time at an IAMX İstanbul gig, the other time, when Chris dived into the crowd, someone stole his hat.., it doesn't show her love, respect for Chris, i don't think he'd find it nice, the other 3 sticks were taken by the people around me and i didn't touch them, and it was not because i didn't want them, believe me.
Then he left the stage, leaving me unsatisfied, but i wouldn't be satisfied anyway if he played 10 more songs because, you know, human nature, you always want more!
The reason why i always centered my thoughts, eyesight around Chris is that he creates this music and wrties those lyrics, but i have respect for the other members of the live band because they were nice too.
Much more happened after the gig, i wanted to wait for Chris, to take a picture maybe or to see him a couple of seconds more.Gizem didn't want to wait, because the nightlife in İstanbul was still going on, so we stayed there with Cansu.It probably would be harder to wait alone with people seeing us as "the freaks".They seemed like they didn't understand why we were waiting for Chris, the security guard, while we were waiting in front of the backstage, felt that he had to make an explanation, saying that he worked at Metallica concert, and he could understand that, but this?..He told me" i'm not ignorant or anything but i don't know this band, are they known much?"I can't judge him of course, i don't even know him but i didn't like it,When, after he made those statements, he was leaving (yes, we left even after the security guard) he came to me and shoved his signed IAMX cd in my face and said,"i'll probably cast it away when i get home", and i excitedly said "then you could give it to me maybe, he laughed, said no and left.I guess he had mental problems, this is called "tantalizing".
The Turkish Manager (we were told so) also asked me why we were waiting for, when i replied back, "for Chris", he told me that Chris made it clear that he didn't want to see anybody and that but i if liked i could talk to Alberto, who was trying to get rid of a horny, stupid girl in front of the bar.I'll talk about this emberassing girl later on.
So, the only people who didn't find it surprising that we were waiting for Chris were Alberto, and the Manager; Reza.
I met Reza in front of the backstage, The security guard didn't let someone in and Reza said, "i know him", the guard let him in and Reza took his way to go after him and i unconsciously told him that he knew me too.I felt stupid when he came back and asked, " do i know you" i said something like you'll get to, if you let me introduce myself and he seemed interested and friendly, asked my name etc.At that moment, while i was explaining him what my name meant, that freak girl who wanted just to have sex with Alberto, came and interrupt us rudely, shouting at Reza, "Where is Alberto, Where, Where etc Reza was surprised by her rude behaviours and me and my friends were embarassed, after all, we all live in the same country and those kind of people spoil our reputation with their stupid flaws.(Now you get i guess, why i said at the beginning that the audience was fake and bad, you should've seen this girl,she sang along the songs, but how much can this girl put a value on those songs while she herself is someone that is shown as inappropriate in those lyrics, lack of emotion, respect and someone who "can't even talk the talk and can't communicate" in a nice way, another thing, i have a little bit of opinion concerning her level in English, because actually you don't say "sex me Alberto, you'd probably say i want to have sex with you Alberto, right?i couldn't also understand how someone who can't recognize that the word "sex" is not actually a verb but a noun could understand IAMX lyrics, anyway.)..back to the story, i saw Alberto then and unconciously again, throw her towards him, i would like to apologize now for doing such a thing, i may have saved Reza but i made Alberto now the victim of her.Interestingly, he was nice to her and somehow got rid of her, following Reza to the backstage.Then we were thrown out with her, probably for what SHE did.
It was like 3 am then and there was no other fans except us, which was pretty nice.I saw Alberto and the Turkish Manager sitting on a bank in front of the bar, Alberto was telling him how he was annoyed by that stupid girl who came to the gig with her boyfriend but telling Alberto to "sex her".We sat next to them, i asked the Turkish guy in Turkish if we could too get involved in the conversation.He said Ok but avoided looking at us though he deridingly said "why would i (in a sense to say, who are you to)when i asked him why he was avoiding.I felt that i had to make it clear that i wouldn't ask him to do anything, like "can you tell Chris that we're waiting for hours and we want to meet him etc".
I'm a little bit problematic in asking people to do me a favour if they're not close friends, i never want to be at someone else's mercy to achieve something so i didn't want to ask Reza (though he was very friendly and seemed someone who would at least try to do what we wanted) or the Turkish guy to do us a favour and tell Chris that it was just the two of us who were waiting for him etc.But i need to say that i would try to do something, if i was him, i would maybe just ask Chris to say hi to us or to wave hands cuz he knew that we came to İstanbul from Ankara just to see the gig (Me, actually)
And after 2 hours, that moment came when Chris stepped out of the bar to go to the car, seeming happy, I shout out!, "Chris!" but my voice was so feeble and weak that only me and my friend could hear it though there wasn't much distance between us and him.
Like a stalker, we went after them, street by street till we reached the car.The Turkish guy saw us coming from behind and acted like he didn't realise, maybe this was the only good thing he did to us.
In a deserted street, the car was waiting, other members started to put the equipments and the other stuff in the baggage.I was shy at calling his name again because i thought i was pushing the limits, everybody told us he didn't want to see anyone etc. so, knowing that, calling his name again seemed like something rude.But i couldn't help and called out his name, he looked back and said," how you doing", little shocked, little excited i asked if i could hug him, he said, "of course", and left his bag and we hugged and i kissed him on the cheeks.I can say that that was the best moment of my life, best of all, it was not like a fan-singer thing, he was my friend of course but then i felt like he also saw me as his friend and Cansu said the same thing too after hugging him.He asked if we liked the show and thanked us for coming.Though i wanted to say a lot and i thought i would have endless conversations on various topics with Chris, all i could managed to say was" it was great".He said his byes and got in the car, and then this girl selling Iamx Boutique Products at the concert closed the curtain, everyone except Chris himself showed an unbelievable effort to keep him away from us, as if we were maneaters.But i don't blame them, too if that's their responsibility to keep him safe.
We went to the other side of the car where Chris was sitting and waited there for a couple of minutes and when it was obvious that they were leaving we made the last move and tapped on his window, waving hands, he waved back, smiling.
After their leaving, out of happiness, we hugged each other and i , as you can imagine, started to cry.All of the emotions that built up inside me that night broke out with a crying, out of happiness.
After seeing our tickets that were thought to be signed and the digital camera that was thought to contain a photo with Chris, we decided that they couldn't have the same importance as a hug, because it felt real and there was nothing more important other than a friendly, emotional connection.
We went back to meet our friends and clubbed etc. but if i was alone, i'd like to go straight back to the hostel and think about it, living nothing on it till i slept.
I must say, for myself, that there is a huge difference between the happiness i had a night before the gig and after the gig, i thought i was happy to be in another place with another people, doing things that we didn't have much chance to do back in Ankara and so on.Those were fun things to do, i can't deny it and i can't promise that i'll never do them again but there is a difference between happiness out of a little bit of fun and happiness out of an emotional, real connection, doing or feeling, thats my point.
I was planning not to write the meeting part, because i thought sharing those moments in a blog where everyone can reach just by googling would reduce something in it.You may think i'm exxegareting, but thats how important it is for me.Then it just went with the flow while i was writing.
03.04.10 Babylon-Iamx
and see how my dream came true with even better conditions; 14.10.09
http://sourang.blogspot.com/2009/10/with-best-of-intentionsyou-tried-to.html
Bye.
29 Mart 2010 Pazartesi
gıy gıy
-Yarın TKD ve Araştırma Teknikleri sınavım var, bi türlü çalışmaya başlayamadım hala.
*İstanbul'a gitmeye çok üşeniyorum, Şok'a falan üşenirdim de, gezmeye de pek üşenmişliğim yoktur.
*Selected Texts'ten 49 almışım, ne güzel.
*I'm sooo over birisi, ne bok yersen ye.
*I need a hug.
*İstanbul'a gitmeye çok üşeniyorum, Şok'a falan üşenirdim de, gezmeye de pek üşenmişliğim yoktur.
*Selected Texts'ten 49 almışım, ne güzel.
*I'm sooo over birisi, ne bok yersen ye.
*I need a hug.
28 Mart 2010 Pazar
Beylerden kurtulamadık
Beypazarı'na gideceklere bir önerim olcak 30 tl ile gitmeyin tamam mı, ölürsünüz..
Gezi hakkında ne yazsam bilemedim şimdi, gittik işte Gizem böyle gidilcek yerleri vs araştırıp güzel bi broşür hazırlamış bize ve bir de beypazarının mapini getirmiş, 1 saat gecikmesine karşılık bir excuse olarak sundu bunları bize, biz de hemen cıvıdık o yapmayı planladığımız u sure gonna get beatings aktivitelerimiz arada kaynamış oldu.
Neyse Akköprü'den hemen bindik bir buçuk saat sonra falan Beypazarı'ndaydık..Nereye gitsek nerden şaaapsak diye dolanırken danışma tarzı bişey gördük ve ordan gizemin siyah-beyaz beypazarı haritasını döven büyük, renki ve açıklayıcı bir harita aldık (beleş).
Ben sadece evleri beğendim, başka bi numarası yoktu, doğal güzellik yoktu heryer kuru, sevimsiz sadece bazı evler şirindi o kadar.Sadece bir müzeye girdik;Yaşayan Müze, gelenekleri vs yaşatmak için köyün eski zengin ailesinin evini restore etmişler.Burda en çok ilgimi çeken şey ilk girdiğimizdeki yerli kızın yaptığı açıklamaydı (içerdekilerin hepsi yerli though), içerikten çok kızın diksiyonuydu..Spiker olarak koysan tv ye yapar işi, o derece.Müze açılmadan önce herangi bi eğitimden geçtiler mi bilmiyorum.
Halk Evi diye bi mekana gittik sonra yanılmıyorsam, orda da eski beypazarı sakinlerinin resimleri vardı, cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllardaki fotolar.Burda dikkatimi erkeklerin ve kadınların giyimleri çekti, gayet düzgün, formaldı, şuan pek böyle bi görüntü olduğunu söyleyemicem..vay anasını dedik
Gizem yerli bi yemek yedi adı Tirit'ti sanırım, yoğurtlu, etli ve ekmekli bişe..fena değildi.
Hıdırlık Tepesi'ne gittik bir de..Herkesin arabayla gittiği yere yürüyerek gittik, yokuş yokuş..Ben çok mızmızlandım başta ama sonra yolda dans ettik falan eğlendik.Bi arabaya ototstop çektim dar, yokuş sokakta, arabaının içindeki insan! çok artiz bir şekilde sırıtıp, bakıp geçti..Aferin çocuğum, hep böyle ol..gün içinde karşılaştığımız tragic flaw a sahip olan insanlardan daha sonra bahsetmeyi planlıyodum ama bu paragrafta kaynasın bu bakalım.
Çıktık tepeye, oranında bi numarası yok, tepe işte sevimsiz building yığınlarına bakıyor.
Gezi kötü değildi ama bunun nedeni mekanın çok heyecan verici bir yer olması değil, oraya sevdiğim arkadaşlarımla gitmiş olmamdı, mekan bizi .çok bilgilendirip eğlendirmedi yani, biz kendi kendimizi eğlendirdik.
Ankaraya geri dönünce biraz Ankamall'de takılıp odalara geri döndük.
Gün içinde rastladığımız tragic flawlu insanlara geri dönmek gerekirse, öncelikle MANNERS MANNERS diye bağırmak istiyorum.
İlk sorunlu insanımız karşımıza Gizem'i metroda beklerken çıktı.Gubik Ego kartlarını soktuğumuz hedenin üstünde oturmuş Gizem'i bekliyodum ki, güvenlik görevlisi gelip çok yavşak bir şekilde Naaaapıoon sen burdaa diye sordu, arkadaşımı bekliyorum dedim, kalktım.Merih o arada adama bikaç laf söyledi ama hatırlamıyorum şuan, ben bişe demedim ama...Bu Merih'in sinirini baya bozdu, benimde aklıma başka bi metroda geçen güzel bi anım geldi, niye burda yaşıyorum diye düşünmeye başladım.O ara Gizem geldi, servisi bulduk oturduk, benim yanıma sepetli bi amca düştü, bacağıyla bacağımı taciz etme girişimlerinde bulundu sonra Merih'le yer değiştirdik, ama adam ara ara kafasını nerdeyse göbeğine kadar eğip baktı, bunu çok ağır bi flaw olarak görmüyorum aslında komik ama bahsetmeden geçemedim.
3. olayımız yine serviste oldu, yanımızdaki abaza amca kalkınca onun yerine bi çocuk oturdu, ön taraftan, servise daha sonra bindiği konumundan obvious olan bi delikanlı kıro oturan çocuğa orası benimdi tarzı bişe söyledi, çocukta kalkıp yerini buna verdi..bi süre sonra delikanlı kıronun önü boşaldı ve diğer çocuk oraya oturup bi yerleşemedi, yerleşme aşamasındayken delikanlı kıronun oturduğu yerin 10 mete dışında duran bacağına bikaç kere çarptı ve kıro orda atar yapıp "sakin olsana" diye azarladı bunu.Biz taktık bu olanlara ama, bişe yokmuş gibi görünebilir de, sinirimizi bozdu, benim kıroyu dövesim geldi mesela, sabah güvenlik görevlisi gelip bana bişe dedğinde bu kadar kızmamştm.
Geri dönerken Gizem'le yine yanyana oturduk ve can sıkıntısı naparsın çalan şarkılara, sözlerine göre elimizle bi takım hareketler yaptık bunu yarım saat falan yaptık ve ayakta bekleyenler vs gördü, 2 gerizekalı olarak akıllarına kazınmış olduk ama olsun, eğlendik bi süre.En güzel hareketleri bulduğumuz şarkıyı da söylemek istiyorum, Queen, I want to break free, God knows kısımları cuk oturdu, ve bikaç şarkı sonra with ve make kelimelerinin çok kullanıldığına karar verip o kelimeleri belirten yeni hareketler türettik falan.
Önümüzdeki hafta sonlarında da (IAMX'e ve İzmir'e gittikten sonra yani) Gölbaşı ve Ahlatlıbel'e gitmeye karar verdik.Hava güzel artık maller cafeler barlar bayar oldu.
Odaya geldiğimde çok açtım, Cansu'nun ekmeğini bitirdim:D ve yorgunluktan ölü gibi uyudum.
Sabah yapıcaklarım:
*Oje sürmek
*selected texts için 2 text okumak
*AKK çalışmasına devam etmek
*odayı toplamak
Dersten sonra Nillere gidicem, ertesi gün 9 da dersim var umarım yetişebilirim, Ceylan hocanın dersini kaçırmak bende suçluluk duygusu uyandırıyo :S
Yarın Cansu'da geliyor, yani uyumadan önce korkunç şeyler düşünebilirim, tek olunca o düşünceleri sıvıştırmak için aptal aptal şeyler hakkında düşünüyorum.
Gezi hakkında ne yazsam bilemedim şimdi, gittik işte Gizem böyle gidilcek yerleri vs araştırıp güzel bi broşür hazırlamış bize ve bir de beypazarının mapini getirmiş, 1 saat gecikmesine karşılık bir excuse olarak sundu bunları bize, biz de hemen cıvıdık o yapmayı planladığımız u sure gonna get beatings aktivitelerimiz arada kaynamış oldu.
Neyse Akköprü'den hemen bindik bir buçuk saat sonra falan Beypazarı'ndaydık..Nereye gitsek nerden şaaapsak diye dolanırken danışma tarzı bişey gördük ve ordan gizemin siyah-beyaz beypazarı haritasını döven büyük, renki ve açıklayıcı bir harita aldık (beleş).
Ben sadece evleri beğendim, başka bi numarası yoktu, doğal güzellik yoktu heryer kuru, sevimsiz sadece bazı evler şirindi o kadar.Sadece bir müzeye girdik;Yaşayan Müze, gelenekleri vs yaşatmak için köyün eski zengin ailesinin evini restore etmişler.Burda en çok ilgimi çeken şey ilk girdiğimizdeki yerli kızın yaptığı açıklamaydı (içerdekilerin hepsi yerli though), içerikten çok kızın diksiyonuydu..Spiker olarak koysan tv ye yapar işi, o derece.Müze açılmadan önce herangi bi eğitimden geçtiler mi bilmiyorum.
Halk Evi diye bi mekana gittik sonra yanılmıyorsam, orda da eski beypazarı sakinlerinin resimleri vardı, cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllardaki fotolar.Burda dikkatimi erkeklerin ve kadınların giyimleri çekti, gayet düzgün, formaldı, şuan pek böyle bi görüntü olduğunu söyleyemicem..vay anasını dedik
Gizem yerli bi yemek yedi adı Tirit'ti sanırım, yoğurtlu, etli ve ekmekli bişe..fena değildi.
Hıdırlık Tepesi'ne gittik bir de..Herkesin arabayla gittiği yere yürüyerek gittik, yokuş yokuş..Ben çok mızmızlandım başta ama sonra yolda dans ettik falan eğlendik.Bi arabaya ototstop çektim dar, yokuş sokakta, arabaının içindeki insan! çok artiz bir şekilde sırıtıp, bakıp geçti..Aferin çocuğum, hep böyle ol..gün içinde karşılaştığımız tragic flaw a sahip olan insanlardan daha sonra bahsetmeyi planlıyodum ama bu paragrafta kaynasın bu bakalım.
Çıktık tepeye, oranında bi numarası yok, tepe işte sevimsiz building yığınlarına bakıyor.
Gezi kötü değildi ama bunun nedeni mekanın çok heyecan verici bir yer olması değil, oraya sevdiğim arkadaşlarımla gitmiş olmamdı, mekan bizi .çok bilgilendirip eğlendirmedi yani, biz kendi kendimizi eğlendirdik.
Ankaraya geri dönünce biraz Ankamall'de takılıp odalara geri döndük.
Gün içinde rastladığımız tragic flawlu insanlara geri dönmek gerekirse, öncelikle MANNERS MANNERS diye bağırmak istiyorum.
İlk sorunlu insanımız karşımıza Gizem'i metroda beklerken çıktı.Gubik Ego kartlarını soktuğumuz hedenin üstünde oturmuş Gizem'i bekliyodum ki, güvenlik görevlisi gelip çok yavşak bir şekilde Naaaapıoon sen burdaa diye sordu, arkadaşımı bekliyorum dedim, kalktım.Merih o arada adama bikaç laf söyledi ama hatırlamıyorum şuan, ben bişe demedim ama...Bu Merih'in sinirini baya bozdu, benimde aklıma başka bi metroda geçen güzel bi anım geldi, niye burda yaşıyorum diye düşünmeye başladım.O ara Gizem geldi, servisi bulduk oturduk, benim yanıma sepetli bi amca düştü, bacağıyla bacağımı taciz etme girişimlerinde bulundu sonra Merih'le yer değiştirdik, ama adam ara ara kafasını nerdeyse göbeğine kadar eğip baktı, bunu çok ağır bi flaw olarak görmüyorum aslında komik ama bahsetmeden geçemedim.
3. olayımız yine serviste oldu, yanımızdaki abaza amca kalkınca onun yerine bi çocuk oturdu, ön taraftan, servise daha sonra bindiği konumundan obvious olan bi delikanlı kıro oturan çocuğa orası benimdi tarzı bişe söyledi, çocukta kalkıp yerini buna verdi..bi süre sonra delikanlı kıronun önü boşaldı ve diğer çocuk oraya oturup bi yerleşemedi, yerleşme aşamasındayken delikanlı kıronun oturduğu yerin 10 mete dışında duran bacağına bikaç kere çarptı ve kıro orda atar yapıp "sakin olsana" diye azarladı bunu.Biz taktık bu olanlara ama, bişe yokmuş gibi görünebilir de, sinirimizi bozdu, benim kıroyu dövesim geldi mesela, sabah güvenlik görevlisi gelip bana bişe dedğinde bu kadar kızmamştm.
Geri dönerken Gizem'le yine yanyana oturduk ve can sıkıntısı naparsın çalan şarkılara, sözlerine göre elimizle bi takım hareketler yaptık bunu yarım saat falan yaptık ve ayakta bekleyenler vs gördü, 2 gerizekalı olarak akıllarına kazınmış olduk ama olsun, eğlendik bi süre.En güzel hareketleri bulduğumuz şarkıyı da söylemek istiyorum, Queen, I want to break free, God knows kısımları cuk oturdu, ve bikaç şarkı sonra with ve make kelimelerinin çok kullanıldığına karar verip o kelimeleri belirten yeni hareketler türettik falan.
Önümüzdeki hafta sonlarında da (IAMX'e ve İzmir'e gittikten sonra yani) Gölbaşı ve Ahlatlıbel'e gitmeye karar verdik.Hava güzel artık maller cafeler barlar bayar oldu.
Odaya geldiğimde çok açtım, Cansu'nun ekmeğini bitirdim:D ve yorgunluktan ölü gibi uyudum.
Sabah yapıcaklarım:
*Oje sürmek
*selected texts için 2 text okumak
*AKK çalışmasına devam etmek
*odayı toplamak
Dersten sonra Nillere gidicem, ertesi gün 9 da dersim var umarım yetişebilirim, Ceylan hocanın dersini kaçırmak bende suçluluk duygusu uyandırıyo :S
Yarın Cansu'da geliyor, yani uyumadan önce korkunç şeyler düşünebilirim, tek olunca o düşünceleri sıvıştırmak için aptal aptal şeyler hakkında düşünüyorum.
26 Mart 2010 Cuma
from the least to the most
Hepsini ders çalışarak geçirmeyi planladığım bi güne göz ve diş ağrısıyla uyandım, sağ taraf ağrızalı, sağ gözüm ve dişimin sağ tarafı ağrıyor.Bir süre odada gözlüğümü aradıktan sonra korkarak annemi aradım gözlüğümü İzmir'de mi unutmuşum diye, evet öyleymiş ama kızmadı veya sorumsuzlukla suçlamadı, çok şaşırdım.
Napalım artık bu şekilde çalışcaz dedim ve hocanın çalışmamızı istediği şeyleri yolladığı mailleri görmek için girdim hotmaile 2 ayrı mail var bu konuyla ilgili, daha önce okumamıştım neler olduğunu şuan gördüm uzun listeyi ve bana acımanız için buraya eklemeye karar verdim;
In this section, I will give you twelve terms, and you will select eight. For each, discuss: who/what the term refers to; when (i.e., what time period—give me a date); where (the location or locations); why the term is important to our course, and how the term has impacted/shaped American culture (give specific examples).
US Constitution
Constitutional Compromises
Federalists/anti-Federalists
Bill of Rights
First Amendment Rights
Reconstruction Amendments
Prohibition
The Gettysburg Address
Plessy v. Ferguson
Factions
Senate
House of Representatives
US Supreme Court
Executive branch
Commander-in-Chief
Separation of Powers
Checks and balances
Electoral College
Washington’s Farewell Address
Manifest Destiny
Mexican American War
Spanish American War
Monroe Doctrine
Roosevelt Corollary
Fourteen Points
Pearl Harbor
Hiroshima and Nagasaki
Containment
Domino Theory
Marshall Plan
Truman Doctrine
McCarthyism
Bay of Pigs Invasion
Cuban Missile Crisis
Vietnam War
Berlin Wall
Department of Homeland Security
USA Patriot Act
Soft power vs. hard power
Judicial review
Death penalty
Gun control
Impeachment
Miranda rights
Ehemmm öhömmmm, bitti mi sanırsınız ı ıh, bunun dışında 2 tane de essay yazmamız gerekiyormuş, essay soruları da verilmiş, ama soruların önceden verilmesi o sınavdan A1 almayı sağlamıyo maalesef.Bu sınav 2 nisan cuma günü, yani İstanbul'a perşembe gecesinden gitmemizi engelleyen şeylerden biri.Haftaya olan tek sınav bu olsa neyse, ama bunun dışında Türkçe, Araştırma Teknikleri ve belki edebiyat var. Edebiyat olmasa harika olur, yoksa 100 parçaya bölünmüş olcam.Türkçe ve Araştırma tekniklerine de ciddi ciddi 1 aydır girmiyo olmam bu sınavların götüme girceğinin bir göstergesi olabilir.
O yüzden bu haftasonu mu iyi değerlendirmem gerekiyor, ama 3 gün üst üste odadan çıkmadan çalışmanın da beni çok bunaltcağını düşünerek cumartesi Gizem'le Beypazarı'na gitmeye karar verdim, Merih'te gelcek, üçümüz gidicez.Daha önce teyzemlerle gitmiştik ama küçüktüm falan heralde tam hatırlamıyorum nasıl bi yerdi sadece bir sürü gümüşçü hatırlıyorum.
İşsizlikten de ölmek üzereyiz artık sanırım, çünkü en ufak bi gezi için bile detayları düşünüyoruz.Mesela, yarın bütün gün turist gibi davranmaya karar verdik, gizem İtalyan olcakmış beni sormaya gerek yok :D Merih'te yavşak Amerikan olur heralde bilemicemm :P:P Bu kısımları Gizem'le konuştuk henüz daha Merih'e söylemedik ama, diğer kurallar ise, t-shirt giymek, şapka takmak ve sırt çantası takmak hıı bir de gözlük tabi...Bir turisti turist yapan şeyleri düşündük ve aklımıza ilk bunlar geldi,.Güneş gördüğümüz yerde soyunup güneşlenmeyi düşünmememizin nedeni de sanırım hepimizinde çok çok soğuk ülkelerden gelmemiş olması, yani benim aslında İngiltere'den gelmiş biri olarak güneşlenmem gerekebilir ama benim de selülitlerim varmış işte, o yüzden yapmıyomuşum.İsimlerimize de karar vermiş olduğumuzu söylemek istemiyorum.
Napalım artık bu şekilde çalışcaz dedim ve hocanın çalışmamızı istediği şeyleri yolladığı mailleri görmek için girdim hotmaile 2 ayrı mail var bu konuyla ilgili, daha önce okumamıştım neler olduğunu şuan gördüm uzun listeyi ve bana acımanız için buraya eklemeye karar verdim;
In this section, I will give you twelve terms, and you will select eight. For each, discuss: who/what the term refers to; when (i.e., what time period—give me a date); where (the location or locations); why the term is important to our course, and how the term has impacted/shaped American culture (give specific examples).
US Constitution
Constitutional Compromises
Federalists/anti-Federalists
Bill of Rights
First Amendment Rights
Reconstruction Amendments
Prohibition
The Gettysburg Address
Plessy v. Ferguson
Factions
Senate
House of Representatives
US Supreme Court
Executive branch
Commander-in-Chief
Separation of Powers
Checks and balances
Electoral College
Washington’s Farewell Address
Manifest Destiny
Mexican American War
Spanish American War
Monroe Doctrine
Roosevelt Corollary
Fourteen Points
Pearl Harbor
Hiroshima and Nagasaki
Containment
Domino Theory
Marshall Plan
Truman Doctrine
McCarthyism
Bay of Pigs Invasion
Cuban Missile Crisis
Vietnam War
Berlin Wall
Department of Homeland Security
USA Patriot Act
Soft power vs. hard power
Judicial review
Death penalty
Gun control
Impeachment
Miranda rights
Ehemmm öhömmmm, bitti mi sanırsınız ı ıh, bunun dışında 2 tane de essay yazmamız gerekiyormuş, essay soruları da verilmiş, ama soruların önceden verilmesi o sınavdan A1 almayı sağlamıyo maalesef.Bu sınav 2 nisan cuma günü, yani İstanbul'a perşembe gecesinden gitmemizi engelleyen şeylerden biri.Haftaya olan tek sınav bu olsa neyse, ama bunun dışında Türkçe, Araştırma Teknikleri ve belki edebiyat var. Edebiyat olmasa harika olur, yoksa 100 parçaya bölünmüş olcam.Türkçe ve Araştırma tekniklerine de ciddi ciddi 1 aydır girmiyo olmam bu sınavların götüme girceğinin bir göstergesi olabilir.
O yüzden bu haftasonu mu iyi değerlendirmem gerekiyor, ama 3 gün üst üste odadan çıkmadan çalışmanın da beni çok bunaltcağını düşünerek cumartesi Gizem'le Beypazarı'na gitmeye karar verdim, Merih'te gelcek, üçümüz gidicez.Daha önce teyzemlerle gitmiştik ama küçüktüm falan heralde tam hatırlamıyorum nasıl bi yerdi sadece bir sürü gümüşçü hatırlıyorum.
İşsizlikten de ölmek üzereyiz artık sanırım, çünkü en ufak bi gezi için bile detayları düşünüyoruz.Mesela, yarın bütün gün turist gibi davranmaya karar verdik, gizem İtalyan olcakmış beni sormaya gerek yok :D Merih'te yavşak Amerikan olur heralde bilemicemm :P:P Bu kısımları Gizem'le konuştuk henüz daha Merih'e söylemedik ama, diğer kurallar ise, t-shirt giymek, şapka takmak ve sırt çantası takmak hıı bir de gözlük tabi...Bir turisti turist yapan şeyleri düşündük ve aklımıza ilk bunlar geldi,.Güneş gördüğümüz yerde soyunup güneşlenmeyi düşünmememizin nedeni de sanırım hepimizinde çok çok soğuk ülkelerden gelmemiş olması, yani benim aslında İngiltere'den gelmiş biri olarak güneşlenmem gerekebilir ama benim de selülitlerim varmış işte, o yüzden yapmıyomuşum.İsimlerimize de karar vermiş olduğumuzu söylemek istemiyorum.
25 Mart 2010 Perşembe
Humiliate me Liam
I've just realized that i feel almost the same feeling when i listen to either Oasis or The Verve.Rather than sounding similar they both reveal the same emotions.I don't know maybe this could be different for someone else, but it is this way for me.I won't be explaining that particular feeling though.
And i want to add smth, when some bitches or bastards who don't know anything about music try to criticize my music taste, i get mad.I don't claim that i have a deep deeeep knowledge in music but if i realize that yours is much lower than mine (this is the usual situation), i expect you to shut up, got it?
Oasis rules and Liam is one of the few whose rude behaviors are accepted(by me)
And i want to add smth, when some bitches or bastards who don't know anything about music try to criticize my music taste, i get mad.I don't claim that i have a deep deeeep knowledge in music but if i realize that yours is much lower than mine (this is the usual situation), i expect you to shut up, got it?
Oasis rules and Liam is one of the few whose rude behaviors are accepted(by me)
21 Mart 2010 Pazar
Tally Weijl fucks me up!
Sınav bok gibi geçti is my statement.Dün dalga geçtim etcetera etcetera diye bugün iyi ödedim ama...Ve anladım ki bilmem kaç verse den oluşan şiiri ve içinden 10000 tane soru çıkabilecek olan Meta'yı hiç o kadar incelememe gerek yokmuş, çünkü Prufrock'un gayet sorunlu bi karakter olduğunu ya da Meta'da ki modernist elementlerin ne olduğunu zaten biliyodum, ve bu iki textten çıkan tek sorular bunlardı..Meta'da ki modernist elementleri biliyodun da yazdın mı diye bi sorarsan, hayır, yine dikkatsizliğimin ağına düştüm ve soruya Prufrock'ta ki modernist elementleri yazarak cevap verdim, stylistically m. element olarak stream of consciousness vardır dedim ve cidden çok komik, yani eminim okuyan kıçıyla gülcektir, boş bıraksam daha iyi bi itibarım olurdu.
Bütün soruları gözden geçirip ve yamulup, bonus soru olduğunu görünce yaşadığım heyecan da çok kısa sürdü, çünkü o 3 puanlık bu sınavımı kurtarabilcek olan soru da dün büyük ihtimalle okumadan gidicem diye bahsettiğim Sartre'ın short story siyle ilgiliyidi, o bi ayrı girdi, War bi ayrı girdi..Bloğumun Gözde Hoca tarafndan okunduğunu hiç zannetmiyorum ama, eğer öyleyse dün Sartre'dan bahsettiğim satırlar eminim bonus olarak o soruyu sormasını tetiklemiştir.
Maillerimin 11 tane olduğunu görünce, bunun bi şekilde gece mi karartcağının az çok farkındaydım, kesin Tanfer Hoca yine çalışcak bişeler göndermiştir dedim..Mailin kimden geldiği kısmı doğru da içerik kısmı biraz farklı: We don't have class this week so stay home and study! :)
Stay home and study kısmı koydu burda bana, çalış çalışta, hangi birini okurum ben 1 değil 2 değil bu kitaplar :(
Diğer mailse 2 haftadır dersine girmediğim Özge Hoca'dan, sunum yapıcakmışız yine, ben bitti sanıyodum o işler, bitmemiş...
Aslında zevk alıyorum bölümden, öğrenmekten falan ama böyle hepsi üst üste binince fenalık geliyor.
Bugün yine aklıma certain bi bastard ın bana yaptıkları geldi ve çok sinirlendim, resmen yeniden yaşadım o anları falan..Bi arkadaşımın sevgilisinin bu bahsettiğim adama deli gibi benzemesi de eklemek istediğim başka bir fact.
Bütün soruları gözden geçirip ve yamulup, bonus soru olduğunu görünce yaşadığım heyecan da çok kısa sürdü, çünkü o 3 puanlık bu sınavımı kurtarabilcek olan soru da dün büyük ihtimalle okumadan gidicem diye bahsettiğim Sartre'ın short story siyle ilgiliyidi, o bi ayrı girdi, War bi ayrı girdi..Bloğumun Gözde Hoca tarafndan okunduğunu hiç zannetmiyorum ama, eğer öyleyse dün Sartre'dan bahsettiğim satırlar eminim bonus olarak o soruyu sormasını tetiklemiştir.
Maillerimin 11 tane olduğunu görünce, bunun bi şekilde gece mi karartcağının az çok farkındaydım, kesin Tanfer Hoca yine çalışcak bişeler göndermiştir dedim..Mailin kimden geldiği kısmı doğru da içerik kısmı biraz farklı: We don't have class this week so stay home and study! :)
Stay home and study kısmı koydu burda bana, çalış çalışta, hangi birini okurum ben 1 değil 2 değil bu kitaplar :(
Diğer mailse 2 haftadır dersine girmediğim Özge Hoca'dan, sunum yapıcakmışız yine, ben bitti sanıyodum o işler, bitmemiş...
Aslında zevk alıyorum bölümden, öğrenmekten falan ama böyle hepsi üst üste binince fenalık geliyor.
Bugün yine aklıma certain bi bastard ın bana yaptıkları geldi ve çok sinirlendim, resmen yeniden yaşadım o anları falan..Bi arkadaşımın sevgilisinin bu bahsettiğim adama deli gibi benzemesi de eklemek istediğim başka bir fact.
Etcetera
Ne kadar dengesiz olduğum bazen 1 ay boyunca hiçbişe postlamamam bazende 2 günde 3 tane postlamamdan ya da bi türlü ingilizce mi türkçe mi yazsam diye karar veremememden de anlaşılabilir sanırım.
Dengesiz dedim de şimdi, dün Cansu'nun baktığı ve sadece kartların üstündeki resimlerden yola çıkarak yorumladığı tarot falım da birinin beni nasıl gördüğü kartında "Denge" çktı, o kişi beni öyle görüyomuş yani...o nasıl bi tür insansa artık...
Dün ders çalışcam pzt sınavım var die hiçbiyere çıkmadım, bütün günümü, zaten yazmıştım, bomboş geçirdim.Yumurta döte dayanmayınca olmuyor, bi türlü moda giremiyorum..Bugün mesela o henüz daha hiçbişeye başlamamış olmanın verdiği korkuyla 11 de bi güzel kalktım ve 12 de başladım çalışmaya.
Sınav yarın ve tek seçmeli dersim olan Selected Texts'ten..Seçmeli dersler kolay olur diye bilirdim ama bu ders çok zor olmasa da herangi bi zorunlu derse harcadığım kadar dikkat ve zaman istiyor.Şimdiye kadar 2 tane şiir, 2 de short story inceledik bi de existentialism ve modernismi işledik..Deli gibi grip olduğum haftada bi tane dersi kaçırmıştım orda işlenilen şeylere tam olarak hakim değilim ama yarın bakıcam bi şekilde çaresine artık..
Dediğim gibi 12 de başladım, sorumlu olduğum textlerin içine T. S Eliot'ın 131 dizelik şiirinin dahil olduğunu tamamen unutmuştum ve kitabı elime alınca başımdan aşağı kaynar sular döküldü...Şiir pek sevmememe rağmen (i think its place has been took over by music-lyrics,thats my opinion) bunu beğendim, ama ben depressed, alien-like bi insanım zaten, tamamen karanlık, pis, acınası bi havaya sahip olan bu şiiri 2 saat boyunca yeniden incelemek beni çok daralttı.Adam bildiğin Emo, sempatiyi bi yere kadar besliyosun ama sonra get a lifeeeee diye çığlık atasın geliyor.
Diğer iki text kısaydı E.E. Cummings'in kısa bi şiiri ve Luigi Pirandello'nun bi short story si, Cummings yırtmış bi yerini innovation yapıcam diye...dur bende yapıcam etcetera :D
Şuan ara verdim ve bak nasıl bir edebiyat insanıyım ki etcetera okuma ve incelemeden sonra verdiğim aralarda bile yazıyorum :P etcetera
Sırada nerden baksan en az yine 2,5 saatimi alcak olan etcetera Franz Kafka-Metamorphosis duruyor, başlamaya korkuyorum resmen, zaten sıkılıyorum smoky streetlerden çıkıp insect moduna hiç giresim yok, etcetera.Geçen pazartesi sınıfta işlediğimizden sonra rüyamda kendimi böcük olarak görmüştüm, bu gece başka rüyalar görmek istiyosam noolcakk??
Yanlış anlaşılmasın bi de etcetera Kafka'ya ya da Eliot'a bok atmıyorum, sadece ben bugün modumda değilim, müzik dinleyesim var, hayal kurasım var, etcetera bulaşık yıkamam lazım, dolabımı düzeltmem lazım, bi kıyafeti aramak için hepsini boşaltıp yerde aramak zorunda kalıyorum artık.
Aslında yukardaki noktadan sonra bu text bitmişi ve postlamıştım ama sıkıldım ve biraz daha saçmalamaya karar verdim.
Bloğun kapısında odalara yemek ve kargo servisi kalkmıştır yazdığı için dün akşamdan beri acı kahvaltılık sos ve krem peynirle besleniyorum, üşengeçlik diz boyu...ama bi şansımızı deneyelim belki bloğun önüne kadar getirirler dedik ve Cansu aradı, adam telefon numaramı aldı ve 20 dk sonra falan Tempo bana çağrı attı!!! Bende koşa koşa indim yemeğimi almaya ama meğerse o çağrı yola çıktı diyeymiş al da ye diye değil....neyse artık öğrenicez, pencereden servis yolu bekler olduk...Odalara çıkmamalarının tek bi sebebi olabilir bence, kesin kızlardan biri yemekleri getiren çocuklardan birini odaya attı ve basıldı, bahsi geçen çocuk Saka Su çalışanı olabilir :Q
Metamorphosis'e de hala başlayamadım, sabah mı halletsem onu derken, yarına sınavın ardından Sartre'ın işlenceğini ve onunda 2 text ini okumam gerektiğini hatırladım :S Büyük ihtimalle Meta yı sabaha atıcam diğer textleri de okumadan gidicem.....onun dışındaaaa yaptığım stalkerlık sayesinde pek bi sevgili aydabimizin bi süre bizden uzaklaşcağını öğrendim, üzücü haberr, gün gelirde aydabiyle internetten herangi bi iletişim içine girersem bu satırlara bi şarkı sözü koyucam :D
20 Mart 2010 Cumartesi
Pembe oje sürdüm, yanlış anlaşılmasın!!
*I picked you out of a crowd and talked to you, i may have not said i liked your shoes but i did actually
*Pixie Lott fena değil diyip duruyorum ama, indirdim albümü tek işe yarar şarkısı Mama Do gibi görünüyo, catchy olduğundan mıdır nedir pek sevdim ilk duyduğumdan beri ama onun dışında son 2 çıkan klibi, Cry Me Out olsun Gravity olsun ı ıhh, hadi kassan Cry Me Out yine belkii :S
Bi de şarkı söylerken suratındaki yapmacık hüzünlü ifadeyi silmesi lazım, aynı boku Katy Perry de yiyor, slow şarkı söylüyosun diye klipte acı çekiyomuş izlenimi vermenize gerek yok babies, got it? Kimse süslenip püslenip acı çekmiyo bi kere, herkes evinde, yatağında vs sümüklü sümüklü ağlıyo, Mac leri bilmem neleri sürüp sürüp değil.
*Bugün çok sıkıldım, uyandığımdan beri müzik dinlemek, Şok'a gittmek ve millete sıkılıyorum demekten başka hiçbişe yapmadım.
*Dün bi de boku bokuna Yasemin Mori'ye 20 tl bayıldım, öyle bi içime oturdu ki heryere yazıp herkese söylüyorum bunu, hani bedava olsa gitmeyeceğim bişeye herhangi bir miktar para bayılmak falan..Dib Sahne'ye de bu son gidişim olsun.Bi de başıma ne gelirse İngiltere yüzünden geliyo, Merih Dib Sahne'ye ingiliz dj gelcekmiş vs.demeseydi zor giderdim Dib'e, saf saf girdik beklioruz Dj imizi..Bi kız gelir, böyle kapşonunu kapatmış, yüzü görünmüyo falan, ne iş anlamadık bi türlü, baktık Türkçe bişeler söylüyo, nası??? nası??? Meğerse Yasemin Mori'ymiş o cool olcam diye götünü yırtan kişi..Çıkardı kapşonunu, başladı yeniden söylemeye falan, bebeksi bi yüzü var böyle, hoş bir yüz, ama bi triplere girdi kendisi anlatamam, şarkı arasında serseri punk :P (efendi punk :D ) gibi konuşmaya çalışmalar falan, hiçte öyle kıçını yırtarcasına bir surat şekline bürünmeden çıkarabilceğin gayet belli olan sesleri, öyleymiş gibi söylemeler, hrr yapmalar falan..ayy ayy dedim, çıkmam lazım burdan acilen, zaten servisimde kalkıyodu, çıktık bizde.Merih kaldı, pek bi severmiş kendisi Yasot'u...Ama taytı çok güzeldi şimdi, böyle baktım baktım, nerden buldun bunu beeeettchh diye düşündüm kaç kere..parayı da artık kız çıkmadan önceki çalan şarkılara vermiş gibi düşüncem kendimi rahatlatmak için..La Roux-Bulletproof, Timo Maas/Brian Molko-First Day ve daha da ilginci ve güzeli Gary Numan-Cars çaldılar, pek sevindirik oldum.
Bi mekanda Bulletproof çalınca sevinmekte sanırım burdaki gece hayatının nerde olduğunu gösterir..La Roux ya bok atmıyorum ama zaten çalınır, çalınması gerekir diye diyorum..
Blame The Finals On Mika
offf off Mika 29 mayısta İstanbul'a Miller Freshtival'e geliyomuş. Bu konserlere para mı dayanır? Ankara'da olsa dayanır da İstanbul'da olunca konser biletinin üstüne kalcak yer, yol, orda harcancak para da giriyor, bana böyle fenalık geliyr.Ama şimdi Mika'ya gidilmez mi, final zamanıymış bilmem neymiş vız gelir everybody's gonna love today gonna love today gonna love todayy die zıp zıp dönmek varken Beytepe'de kalıp ders çalışabilceğimi pek sanmıyorum.Bi de benimle gelcek bi kişi bulursam o zaman beni gitmekten caydırabilcek tek engel ortadan kalkmış olur.
Biraz da Freshtival'den bahsetmek gerekirse, Miller'ın düzenlediği yeni bi festival, bu yıl ikincisi olcak.Geçen yılın line-up ına baktım, şu şekildeymiş;
Multitap (Microspace)
Kung Fu
Portecho
The Whip
Joakim
Friendly Fires
Gabriella Cilmi
Multitap, Kung Fu, The Whip ve Joakim hakkında yorum yapabilceğim günlerde gelicektir eminim ama, şimdilik bildiklerim hakkında bişeler söylemek istiyorum.
Portecho bi kere beğendiğim nadir Türk gruplardan.Ben bunları hatta yabancı sanıyodum sonra bi röportajlarına denk geldim baktım elemanlardan bi tanesi Türkçe konuşuyo sonra dedim haa demek ki diğeri gavur, bi baktım o da Türk çıktı, nası kendimi ikna etmişsem artık, ama sonradan hoşuma gitti Türk olmaları, hepsi sizin miiii?
Friendly Fires'ın da sadece 2 şarkısını bilmeme rağmen, ikisini de çok severim Kiss Of Life ve Skeleton Boy, diğer şarkılarını henüz dinleme fırsatı bulamadım.Kiss Of Life iyi dans ettirir şimdi.İngilizler bi de daha ne olsunn!!
Gabriella Cilmi'ye gelmek gerekirse, kendisine ilk gubik bi müzik kanalında rastladım ve sadece klipteki sarı-rastalı insanı pek sempatik bulduğum için bu Amy Winehouse'un yandan yemişi olan Avustralyalı kızı araştırdım.Kızın Sweet About Me diye bi şarkısı var ve şarkı da "sweet about me, cuz nothings sweet about me, yeah" der, o kadar katılıyorum ki kendisine, çok doğru ve gerçekçi bi gözlem yapmış kendiyle ilgili.Onun dışında şarkı üstüne kusmalık değil, dile de kassan dolanır, eh fena değil işte.
The Whip'e bi bakmam lazım sanırım öncelikli olarak..
17 Mart 2010 Çarşamba
call it whatever you like
Burdan bazı Türk erkeklerine seslenmek istiyorum, gavurda başıma böyle bişe gelmediği için Türk erkeği dedim.Bir kızın seni facebooktan eklemesi ,not necessarily means she LIKES your kıllı ass okay?
Eklenen superiordır olayını da bi aşmak gerektiğini düşünüyorum bi de, insan olun insan, beğeniyosakta mecburiyetten, yoksa şurda kibarcık bi ingiliz çocuk olsa sizin ne şımarıklığınız ne de kendini beğenmişliğiniz çekilir.
Okuyup aa ben böyle değilim ama diyen benimle irtibata geçsin lütfen, mülayim insan yüzü görelim.
16 Mart 2010 Salı
Face'te event invitation görünce artık korkmak :P
Havanın güzelleşmesiyle birlikte benim başıma da güzel şeyler gelmeye başladı sanırım
Kronolojik sırayla gitmek gerekirse;
Bu perşembe için Sweeney Todd müzikaline bilet aldık. ODTÜ Müzikal Topluluğu hazırlıyomuş ve bizimkiler provasına gittiğinde baya beğenmişler.Tim Burton'ın Todd unu 5 kereden fazla izlemiş ve çoğu şarkıyı ezbere bilen biri olarak duyduğumda bi kendimden geçmedim değil.Londra'da yapıldığını duyup çok pis kıskanmışlığımda var.Müzikal baya bi zaman önce çıktığındaki oyuncuları pek bilmediğim için bu Türk-Amerikan versiyonundaki Benjamin'i Depp le, Mrs Lovett ı Helena'yla, Judge Turpin'i de Alan Rickman'la karşılaştırıcam sanırım istemeden, ne haddime tabi.. Jamie den bahsetmek bile istemiyorum, çok kırdı beni, ağlattı falan.
Kim kim gideriz buna:Gizem, Merih, Casot, Açe, Didem ve ben.Çekirdek kadro (ilk 4)yine burda gördüğünüz gibi :P
Cuma günüde benden iki yaş küçük olan kuzenim okuluyla Ankara'ya üni gezmeye geliyormuş. Bilkent, Hacettepe, Ankara ve Odtü'yü geziceklermiş.Dibinin şu sırayla düşceğini düşünüyorum; ODTÜ, Hacettepe-Bilkent, Ankara.ODTÜ olmazsa Hacettepe ve Bilkent arasında düşünür yani.Hacettepe'ye gelmesini isterim şimdi, ama biraz bencil olmam gerekirse ODTÜ'ye girsin de bizde rahat rahat girip çıkalım, ODTÜ'de de bi ayağımız olsun falan.Hacettepe'ye geldikleri sırada 1 saat boş zaman verceklerini asume ederek onu BAM'a, Beycafe'ye ve yolu bulabilirsem Yeşil Vadi'ye götürmek istiyorum, bi de aslında odama sokabilirsem harika olur. Ben bunları gördükten sonra özenirdim sanırım :P hem odamı toplamama falan da gerek yok :P Bölümleri zaten hocaları gezdirir.Bikaç çikot gösterdiğim zaman olmuştur bu olay.
Benim için bombaların bombası habere gelmek gerekirse o da tabiiiiii IAMX olur.Haberi aldığım zamanki suratımdaki gerizekalı ifadeyi görseydiniz ne demek istediğimi anlardınız.Ve o kadar kötü hissettiğim bi zamanda aldımki bu haberi, ilaç gibi geldi.Hemen saçma salak hayaller kurmaya falan başladım ama onları paylaşamıcam şimdi :P Konser İstanbul'da olcakmış, bizde zaten gitmeye bahane arıyoduk, cuk oturdu yani.Bugün Gizemlerle oturup üşenmeden plan yaptık, bütün gereksiz detayları da koyarak (Topshop'a gitmek, 2 Nisan saat 11 de Babylon' a gidip gelen tipleri görmek ve Chris'i görmeye çalışmak falan gibi, biz 3ündekine gidiyoruz bu arada)Hayatımın olaylarından biri olcak gibi geliyor. İngiltere'ye gitmek dışında başıma başka bu kadar güzel bi olay gelmedi.Sarı-siyah giyinmeyi düşünüyoru. Chris pek seviyo sarı-siyahı birlikte gerek albüm kapağından gerekse siyah giyinip sarı kemer takmasından anladığım kadarıyla. Ama şu an züğürt olduğumu ve sarı bişeyimin olmadığını da hesaba katarsak, bu kombinasyonun sarı oje :D ve siyah elbise vs. den öteye geçemeyeceğini düşünüyorum.
Kim kim gideriz buna:Gizem, Merih, Casot, ben, Anıl ve belki Tuğçe.İstten katılcak Merih'in arkı ve Casot'un çağırdığı 2 arkadaşı da var tabi :P
Diğer güzel olaysa Ankara'ya onu bırak Beytepe'ye, kampüsümüze Deathstars'ın gelcek olması. Profestival Rock 2010'a.Akşama kadar Deathstars dinlediğimi söyleyemicem şimdi ya da Semi Automatic dışında bi şarkılarını bildiğimi, ama bi vokali vardır ki bu grubun, çüşünüz vs. Cansu 2 yıl önce falan bana bu grubun bi videosunu attı, Gothica Festival'da bi canlı performansını, ve o günden beri zaman zaman abazalığım tuttuğunda video yu açıp açıp vay anasını derim.Jay Jay Johanson ve Sepultura da geliyo bu arada, bütün ODTÜ'lü ve Bilkent'lilere duyrulur.If'te Merih'in sarhoşken tanıştığı ODTÜ'lü çocukların bize Hayko Cepkin, Manga geliyo diyerek hava atmaya çalışması geldi de yazarken aklıma ondan böyle dedim şimdi.
Kim kim gideriz buna:Gizem, Merih, Casot, ben, Anıl, Cemre, Emre, İlkim, ve bir sürü kişi daha.
Ve Cansu bazen soru sormayı bırakmalı falan, bunu da söylemeden geçemedim.
2 Mart 2010 Salı
sad songs
and the light you gave
you took when you were gone
it's a war that can't be won
with fists or talk or money
and there's no escape
but there's nothing i want more
but i'd better stop complaining now
i guess because
too many sad words make a sad, sad song
too many sad words make a sad, sad song
and the night you came
you won me all and all
and the better part of everything
was born to run
and the price of fame
is that they love you when you're gone
but i better stop complaining now
it's useless because
too many sad words make a sad, sad song
too many sad words make a sad, sad song
you took when you were gone
it's a war that can't be won
with fists or talk or money
and there's no escape
but there's nothing i want more
but i'd better stop complaining now
i guess because
too many sad words make a sad, sad song
too many sad words make a sad, sad song
and the night you came
you won me all and all
and the better part of everything
was born to run
and the price of fame
is that they love you when you're gone
but i better stop complaining now
it's useless because
too many sad words make a sad, sad song
too many sad words make a sad, sad song
24 Şubat 2010 Çarşamba
Winesburg, Ohio
Winesburg, Ohio, is about people who have treated truths as guiding principles of life instead of beautiful, fluid possibilities and are hence deformed by their truths.
hemen başlıyorum millet!
17 Şubat 2010 Çarşamba
kjhkjtgklufl
i quit stalking, and i'm determined to get higher scores on my lectures this time.I'll spend less time in stupid cafes and more time for reading, at least that way i would get rid of the feeling of being someone useless.Knowing more has always satisfied me so it'll help this time too, hopefully.
i have a class, called Introduction to Literature, we've seen over 10 short stories, plays etc and i didn't read them,i read their summaries from the internet, so its quite emberassing for someone studying this department.
I came to Ankara, surprisingly, i feel better here than İzmir.
Nil has a job interview today in İstanbul.If it goes OK, she will move there which is both bad and good.Its good cuz she will live where she wants and will be with her boyfriend whenever she wants as he lives there too and it also means that i'll have a home in İstanbul and i'll be able to go whenever i want, but still she'll be away ,its not like i see her everyday now, but we can see each other whenever we need.
I have always said that i don't like relatives and find them unnecessary.I mean you don't have to like someone just because you happened to have some kind of blood connection with them, and believe it or not, most of the time they are the ones whom you are hurt by.Things happened and its quite embarasing to write them all down here, just wanted to mention.
Raygun split.I felt bad, no matter what some of my friends say, i like them.
8 Şubat 2010 Pazartesi
title
it might not be the right time
i might not be the right one
but there's something about us i want to say
cause there's something between us anyway
i might not be the right one
it might not be the right time
but there's something about us i've got to do
some kind of secret i will share with you
i need you more than anything in my life
i want you more than anything in my life
i'll miss you more than anyone in my life
i love you more than anyone in my life
i might not be the right one
but there's something about us i want to say
cause there's something between us anyway
i might not be the right one
it might not be the right time
but there's something about us i've got to do
some kind of secret i will share with you
i need you more than anything in my life
i want you more than anything in my life
i'll miss you more than anyone in my life
i love you more than anyone in my life
Olayımızın bu olduğunu düşünüyorum, çok uygun bi şarkı desem de son dize kabul edilcek cinsten değil, o kadar da değilsindir yani
6 Şubat 2010 Cumartesi
don't let me think too much, i go MADD
Bu stalker tarzı davranışlarımdan vazgeçmem lazım.Orda burda hakkında daha fazla şey öğrenmek istediğim insanlar şöyle dursun, internetten yaptığım stalkerlığın haddi hesabı yok :P, 3-4 yıldır zaman zaman aklıma gelen ve acaba şuan ne yapıyor dediğim bikaç insan var.Bu kişilerle de gerçek hayatta tanışmamış olmam işin acı kısmı, Vampirefreaks ve Myspace'i çürütüp ardından facebook'ta stalk etmeye devam ettiğim biri bile var.Sanırım bi zaman sonra hastalık haline geliyor ve elinde olmadan merak ediyosun.
anlaşabilceğin insanları etrafında bulmanın çok güç olduğu şu günlerde internet ilaç gibi yetişiyor.:P
şimdi daldan dala yapmadan önce son 2 saattir aklıma takılan 2 zattan bahsetmek istiyorm, aslında çok bahsetmekte istemiyorm sanırım böyle ezik taraflarımı çok su üstüne çıkarmak istemiyorum, neyse o zaman onu bırak bir insanı özlemen için gereken şeyler hakkında kafa yoruyorum ve karşı karşıya oturup konuşmadığım insanları özlemekten utanç duyuyorum.Evde sıkılmış haldeyken AYI' an bulup rastgele konuşmaya başladığım birinin şu an beni nasıl böyle fucked up hissettirebildiğini merak ediyorum.
Bu iki dili karıştırıp cümleleri bu şekilde kurmak gerçekten hiç hoşuma gitmiyor ama artık elimde olan bişe değil, it just happens, oops see, happened again.
Kimsenin nasılsa okumıcanı bilmiş olmanın verdiği rahatlıkla bu kadar weak-disciplined yazıyorum,if someone happens to read,kusura bakmayın
weak-disciplined diye bişey olmayabilir ama well-disciplined in tersi olarak aklıma ilk bu geldi.Bu yanlış bi kullanımsa ona da bahane olarak saatin 02:30 olmasını gösteriyorum, herşeyden bahane göstererek kurtulma olayını sevdim.
Üstteki cümlede de bi anlamsal bi bozukluk olduğunu düşünüyorum ama anlaşıldığı kadar artık.
4 Şubat 2010 Perşembe
1 Şubat 2010 Pazartesi
piiiii
Graduated High School. yes
Kissed someone. yes
Smoked cigarettes. yes
Got so drunk you passed out yes.
Rode every ride at an amusement park. no
Collected something really stupid. yes
Helped someone. yes
Gone fishing. yes
Watched four movies in one night. i dont remember
Gone long periods of time with out sleep. yes
Lied to someone. yes
Snorted cocaine. no
Failed a class. hahah yes
Smoked weed. almost there
Dealt drugs. no
Been in a car accident. yes
Been in a tornado. no
Done hard drugs (i.e. ecstasy, heroin, crack, meth, acid). no
Watched someone die. no
Been to a funeral. yes
Burned yourself. (accidentally) yes
Ran a marathon. no
Your parents got divorced. yes
Cried yourself to sleep. yes
Spent over $200 in one day. yes
Flown on a plane. yes
Cheated on someone. no
Been cheated on. no
Written a 10 page letter. no
Gone skiing.no
Been sailing.yes
Cut yourself.yes
Had a best friend. no
Lost someone you loved. no
Shoplifted something. yes
Been to jail.no
Had detention. no
Skipped school.yes
Got in trouble for something you didn’t do. yes
Stolen books from the library.no
Go to a different country.yes
Dropped out of school.no
Been in a mental hospital. no
Watched the “Harry Potter” movies. yes
Had an online diary. yup
Fired a gun. no
Gambled in a casino. no
Been in a school play. no
Been fired from a job. no
Taken a lie detector test. no
Swam with dolphins.no
Gone to sea world.nö
Attempted suicide.no
Voted for American/Australian Idol (canada) never :P
Written poetry.yes
Read more than 20 books a year. yes
Gone to Europe. yes
Loved someone you couldn’t have. yes
Wondered about your sexuality. no
Used a coloring book over age 12. yes, i have one now, is it sick
Had surgery.no
Had stitches.yes
Taken a taxi.yes
Seen the Washington Monument. no
Had more than 5 IM’s/online conversations going at once. yes
Overdosed.no
Had a drug or alcohol problem. no
Been in a fist fight. no
Suffered any form of abuse. no
Had a hamster. (Class pet) no
Petted a wild animal.no
Used a credit card. yes
Gone surfing in California. no
Did “spirit day” at school. pilav günü?
Dyed your hair. yes
Got a tattoo. nöö:(
Had something pierced. no
Got straight A’s.no
Been on the Honor Roll. i dont know what that is :D
Known someone with HIV or AIDS. yes
Taken pictures with a webcam. yes
Started a fire.yes
Had a party while your parents weren’t home. yes
Gotten caught having a party while they were gone. nop
27 Ocak 2010 Çarşamba
çengelli ipne
wish people could see how much we like/hate them by looking at us,then we wouldn't have to try to find other ways to show our interest to our beloved ones and those whom we choose to ignore would be informed of our dislike towards them.
i'm not hypocrite but i have a twisted mind.i act like i completely ignore the one i like and flirt with the one i'm not interested, this causes a confusion and prolongs the process of getting rid of / in touch with people.
giriş ve gelişme burda, sonucu da bulunca döncem
24 Ocak 2010 Pazar
pride is such a nice word di mi
I’ve become obsessed with stupidity,i find it very attractive .I feel like i have fun only when i’m being stupid.I want to say i’m stupid and i want to be “proud” of it.It only makes me feel better when i realize that what i’m talking about now is something stupid.
May the Lord richly bless you
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)